Şirket psikoloğuna ihtiyacınız var mı? Bu günümüz ekonomik gidişatında, bir çok orta ölçekli şirket için önemle değerlendirilip düşünülmesi gereken bir soru. Şirket psikoloğu çalışan odaklı stratejilerini desteklemek adına şirketlere destek veren dış kaynaklı bir tür danışmandır. Bir şirket bu gibi bir destek alması gerekliliğini görebilmek için, öncelikle şirket performansı ile hedefledikleri performans arasındaki farkın büyüklüğünü değerlendirmesi gerekir. Elbette, bir şirketin performansını etkileyen bir çok değişken vardır. Bir şirket bulunduğu sektör içerisindeki rekabetteki konumu itibariyle ilerlemeyi isteyen ve planlayan bir konumda ise, performansı düşüren bu etmenler irdelenmelidir. Yaptığımız çalışmalardan biliyoruz ki, bir şirketin sürdürülebilir büyümesini etkileyen etmenlerin başında öncelikle şirketin çalışanları gelmektedir. Bu büyüme ise, bir döngüsellik içerir. Şirket çalışanlarını ne derece iyi ele alabilirse, çalışanlarda şirketi o kadar geliştirir. Şayet, psikoloji temelinde bir eğitim almış bir insan kaynakları personeliniz yoksa, bir şirket psikoloğu desteğine ihtiyacınız var demektir. Hatta, bir çok şirkette personel ile yaptığım görüşmeler sonucunda şunu da gördüm ki, politika değişikliği yapılırken, şirket dışı bir desteğin alınıyor olması, çalışanlara daha objektif bir yaklaşım gibi göründüğünden, insan kaynakları ekibiniz psikoloji lisanslı olmasına rağmen yine de dış bir destek ile desteklenmesi, çalışanlar tarafından güveni arttırmaktadır.
Çalışan performansını etkileyen etmenler, şirket içi işe alım, performans değerlendirme ve bunun gibi personel politikaları olabileceği gibi, çalışanların verimini düşüren başka etmenler de olabilir. Performansını iyileştirmek isteyen bir şirket için, ihtiyacın tam olarak ne yönde olduğunu anlamak adına, üst düzey çalışanlardan başlayarak, belirli skalada bir çalışan grubunun geribildirimlerinin toplandığı bir anket planlamasını tavsiye ediyorum. Bu çalışma, personelin performansını arttırmakta ne yönde ihtiyaçlar olduğunu görebilmek için birincil güvenililirlikte bir veri sunar. İyileştirme projeleri de bu veriler üzerine uzman bir kadro ile şekillendirilmelidir.
Şirket psikoloğu çalışanların verimini ne kadar arttırır?
Şirket psikoloğu çalışanların verimini ne kadar arttırır? Bu soru bir dış kaynaklı danışman desteği alırken çok doğal olarak gündeme gelir. Çünkü bu bir şirket açısından hem maddi hem manevi olarak ciddi bir yatırımdır ve karşılığında tatmin edici sonuçlar getiriyor olması beklenmesi de son derece doğaldır.
Yapılan araştırmalar sonucunda biliyoruz ki, çalışanların %80’inin verimi hayat koşulları ve kişisel kaygıları nedeni ile düşüyor. Kendi sıkıntıları ve şirket politikaları sebepli oluşan kaygıları ile meşgul olan çalışanların psikolojik durumları işe konsantrasyonu zorlaştırıyor ve işe konsantrasyon sağlayamayan ve özel hayatında sorun yaşayan kişilerin %15’i kendini güvende hissetmiyor. 80:20 kuralından yola çıkarak, performansa etki eden çalışan grubunu nokta atışı olarak tespit edip, bunlarda sağlanan iyileştirmeler ile, verimin minimum %80 oranında artışı sağlanması mümkündür. Ayrıca şirketlerin en önemli sorunu olan çalışan bağlılığı ise, güncellenen politikalarla yönetimsel olarak en büyük sorunlardan biri olan kalifiye çalışan kaybının önüne geçer. Şirketler şunu unutmamalıdır ki, bir şirkette çalışanın ne kadar iyi olduğu değil, bu çalışandan alınan performans önemlidir. Bu gibi bir konuda ise bir rakam verebilmek mümkün değildir, bunun için öncelikle şirketin mevcut verilerinin incelenmesi gerekir.
Şirket psikoloğu hangi sorunları minimize eder?
Bir şirket psikoloğu ile ortaklaşa oluşturulan strateji, şirketin performansını iyileştirebilecek doğru çalışan profilinin seçilmesi, bu çalışanın şirket içerisinde geliştirilmesi, tarafsız ve güvenilir bir performans değerlendirme sisteminin oluşturulması açısından şirkete destek verir. Bir sistemin olduğu her ortamda, sistem birilerini ödüllendirir ve birilerini cezalandırır. Bu gibi bir çalışma yaparken şirketin kimi cezalandırdığına dikkat etmek gerekir. Örgütsel psikoloji alanında uzmanlaşmış bir danışmanla birlikte oluşturulacak bir yapılanma, çalışanın şirkete olan bağlılığını arttıracağı gibi, ileri gidebilmesi açısından şirket içi zaman yönetimi başta olmak üzere, verimliliği etkileyen bir çok etmenin iyileştirilmesine yardımcı olur. Zaman yönetimi, ve bu sayede verimlilik artışına destek olur, çalışanların güvende hissetmelerini ve şirkete bağlılıklarını arttırır. Bu da şirket açısından hem iç pazarlama, hem dış pazarlama alanlarında destekleyerek sektör içi rekabette daha üs noktalara taşınmasına yardımcı olur.