Ekonomik Sıkıntılar Baş Gösterdiğinde Aile Birliğini Korumanın Yolları
Bir çok aile için para kazanma, bütçe düzenlemesi, kaynakların kullanımı gibi konular evliliklerin başlıca çatışma konuları arasında. Ortaya çıkan ekonomik problemler iyi ele alınamadığında çiftleri boşanmaya kadar götürebiliyor. En az bir kere boşanmış bireylerin boşanma sebeplerine baktığımızda %30’luk payla evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama en çok karşılaşılan ikinci boşanma sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Bu duruma sadece kadınlar açısından baktığımızda ise bu oran %45’lere yaklaşmakta.
Evliliklerde oluşan maddi problemlerin çözümü açısından engel yaratan ilk unsur, eşlerin yetişirken öğrendikleri para harcama tutumları ve paraya yüklenen anlam açısında var olan farklılıklardır. Evliliklerde gündeme gelen ekonomik sıkıntılarda bu gibi farklılıklar sebebi ile bir günah keçisi belirlemek, problemin çözümü için kısıtlayıcı bir bakış açısına girilmesine sebep oluyor. Eşlerin paranın ilişkileri içerisinde nasıl bir rol oynadığının farkına varmalı, sorunu bir ekip halinde ele almalı, ve ortaya çıkan maddi zorlukta, hatalı taraf aramamalıdır. Ayrıca, her iki eşin de bireysel kaynaklarını birbirlerini tamamlayıcı şekilde kullanmak için uygun yollar araştırılmalı ve soruna omuz omuza vererek çözüm aranmalıdır.
Ekonomik olarak sıkıntı yaşanan evliliklerde bireylerin psikolojileri kırılgan, kaygılı olabilmekle birlikte, yer yer öfke içerir. Özellikle erkeklerde, kalıplaşmış sosyal roller sebebi ile eşe artık yetemiyor olduğu düşünceleri hakimleşerek güçsüzlük hisleri oluşabilir. Kadınlarda ise, maddi probleme odaklanmış eşin ilgisinden yoksun kalmak sıkıntıların başını çekmektedir. Bu gibi duygular yaşayan eşler sosyal ve duygusal olarak içe kapanabilmektedir, bu da ilişkideki iletişimin zedelenmesi sebebiyle çözümün önünde çok büyük bir engel yaratır. Zor zamanlardan güçlenerek çıkan evliliklerin en önemli özelliğinin sorunlu dönemlerde dahi iletişimlerini kuvvetli bir şekilde devam ettirebilmeleri olduğunu gözlemliyoruz. Bu nedenle, bu gibi durumlarda eşler ortada olan ekonomik sorunla ilgili yaşadıkları bireysel hislerini eşleri ile açıkça paylaşmalıdır. Bu gibi paylaşımlar, duygusal geri çekilmenin yaratabileceği mesafeyi ortadan kaldıracağından, ilişkileri daha da kuvvetlendirir.
Bir diğer önemli nokta ise, ekonomik kısıtlılık sebebi ile karşılanamayan kültürel ve sosyal ihtiyaçların, ilişkilerde yarattığı tatminsizliktir. Maddi sıkıntılar, ilişki dengesindeki güç ve kontrol sınırlarını, bağımlılık-bağımsızlık ve adanma-güven çemberlerinin niteliğini değiştirmektedir. Dolayısı ile ortaya çıkan tatminsizlik uygun şekilde ele alınmadığında eşlerin birbirlerine tahammülsüz yaklaşım göstermelerine sebep olur ve zamanla bu tahammülsüzlük çıkan diğer tüm küçük sorunlara da genelleşebilir.
Ekonomik zorluk dönemlerinde eşleri birlikte tutan en önemli etken karşılıklı sevgi ve saygı gibi manevi değerlerdir. Bu nedenle ekonomik problem yaşayan evliliklerde iş ve para dengesinin yanında aileye ayrılan zaman açısından da denge kurmak son derece önemlidir. Ekonomik kısıtlamalardan ötürü paylaşımın azalmaması için, çiftler maneviyatı barındıran zevkler geliştirebilir ve bu sayede sorunlu süreç içinde ilişkilerindeki tatmini devam ettirebilirler.
Evlilik iyisi ve kötüsüyle devingen bir süreçtir. Ekonomik sıkıntıları hayatın getirdiği ve aşılabilecek zorluk dönemleri olarak görmek çözüm bulmaya yönelik daha olumlu yaklaşmayı sağlayacaktır. Unutulmamalı ki, aile birliği içinde ortaya çıkan her sorun bireylere birbirlerini tanımaları ve ilişkilerini geliştirmeleri için bir fırsattır.